|
Jinekolojik Kanserler
- Gestasyonel Trofoblastik Tümörler |
|
Şikayet
Gestasyonel trofoblastik tümörler (GTT) , koryoadenoma destrüens,
metastatik mol ve koryokarsinom yerine kullanılan , gestasyonel
trofoblastik hastalık (GTH) ise mol hidatidiform yerine kullanılan bir
klinik tanımlamadır. Tüm bunlar trofoblast dokusunudan gelişen
patolojiler olup, en sık karşılaşılan şikayet uterin kanama ve bazen de
vajinal yol ile gelen parça düşürmedir. Akciğer metastazı olan
olgularda , nefes darlığı , kanama gözlenebilir. Vajinal tutulum olan
olgularda vajinal kanama veya ağrı olabilir. |
|
 |
Resim1 - Trofoblastik tümör, ultrasonografik
görünüm
(özel arşiv- T.Beşe) |
Bulgular ve
Tanı
Doğurganlık çağında görülen adet gecikmesi durumunda, vajinal bir
kanama da mevcut ise, düşük tehdidi, dış gebelik ön tanılarına ek
olarak Mol veya GTT akla gelmelidir. İleri yaşlarda, menopoz
döneminde bulunan çok az sayıda olguda da GTH saptanabilir. Ayırıcı
tanı için , ultrasonografik inceleme yapılmalıdır. Rahimin içinde
normal bir gebeliğe ait görüntü olmaması , kavite içerisinde yer
kaplayan kistik alanlar içeren heterojen bir görünüm saptanması
durumunda (Resim 1), tedavi ve teşhis amacı ile küretaj yapılmalıdır.
Bazı olgularda rahim, son adet tarihine göre olması gerekenden daha
büyük olabilir. Serum beta-hCG düzeyi çoğu kez yüksek olarak bulunur.
Beta -hCG değeri aşırı yüksek olanlarda yumurtalıklarda büyük kistler
saptanabilir. Bazen, tiroid hormonlarının yüksekliği (hipertiroidi)
bulguları bazen de bulantı-kusma (emesis) olaya eşlik edebilir.
Renkli
akın Doppler USG, rahim kas tabakası içine yayılım gösteren
trofoblastik hastalık tanısı için kullanılabilir. Renkli akım penceresi
açıldığında rahim kas tabakası içinde aşırı derecede damarlanma artışı
gösteren bir patoloji saptanırsa, tanı klinik olarak invaziv mol olarak
kabul edilmelidir. |
|
Patoloji ,
Davranış ve Yayılım
Olguların çok büyük kısmında histopatolojik tanı mol hidatidiform’dur.
Mol’de villus yapısı korunmuştur ve hidropik bir şişme mevcuttur (Resim
2).
|
 |
Resim2- |
Mol hidatidiform’da şişmiş villus yapıları (T.Beşe-özel
arşiv) |
|
Parsiyel mol’de ise , bebek ( fetus) ve mol hidatidiform beraber
bulunur. Küretaj sonrası mol tanısı alan hastaların büyük bir kısmında
hastalık küretaj ile tedavi olur iken , %10-20 kadarında takip
esnasında maliğn trofoblastik değişim (GTT) gözlenir. GTT hastalarının ,
%60’ı mol sonrası gelişir. Bunun yanısıra %30’u düşük ve %10’u da
miadında doğumu takiben de gelişebilir. Trofoblastik dokunun maliğn
davranış biçimi gösteren koryokarsinomda villus yapısı kaybolmuştur.
Bazı olgularda molar doku rahim kas tabakası içine invazyon gösterir (
koryoadenoma destrüens-invaziv mol)). Mol ve koryokarsinom tanısı
küretaj materyalinde koyulabilirken, histopatolojik olarak invaziv mol
tanısı ancak rahimin çıkartılmasını takiben koyulabilir. Plasental site
trofoblastik tümör (PSTT) GTH’ın bir çeşidi olup, nadir görülür ve takip
ve tedavisi mol hidatidiform dan farklıdır.
GTT’ler vajen ve karın içine yayılım
gösterebilirler. Akciğer hastalığın en sık yayıldığı organdır.
Karaciğer, beyin ve dalak gibi organlara da yayılabilir. |
|
 |
|
GTT de
Evreleme
GTT için klinik evreleme, Dünya Sağlık
Örgütünün (WHO) yapmış olduğu evreleme ve FIGO’nun yapmış olduğu
evreleme gibi farklı evreleme sistemleri mevcuttur. Klinik sınıflamada ,
hastalık rahimde sınırlı kalmış ise non metastatik, rahim dışına
yayılım göstermiş ise metastatik GTT olarak isimlendirilir. Metastatik
GTT de risk faktörlerinin mevcudiyetine göre düşük ve yüksek riskli
olarak ayrılırlar. FIGO tümörün yayılımına dayanan bir evreleme sistemi
getirmiştir. WHO ise risk faktörlerini puanlayarak , risk ayırımına
gidilen bir sınıflama yapmıştır. FIGO evrelemesi ve modifiye edilmiş
WHO risk faktörlerinin birleştirilmesi ile oluşturulan yeni evreleme
tablo 1 de görülmektedir.
Tablo 1: GTT
de evreleme (FIGO- 2000)
FIGO
evrelemesi
I- GTT rahimde sınırlı
II- GTT vajen veya yumurtalık-tüplere yayılmış ancak genital
organlarda sınırlı
III- GTT genital sistem tutulumu olsun veya olamasın,
akciğere yayılmış
IV- Diğer organlara yayılım
FIGO-WHO
Risk |
0 |
1 |
2 |
4 |
Yaş |
<40 |
>40 |
|
|
Önceki gebelik |
mol |
düşük |
miadında doğum |
|
Bir
önceki gebelikten sonra geçen süre (ay) |
<4 |
4-6 |
7-12 |
>12 |
Tedavi öncesi b-hCG |
< 10.000 |
10000-100000 |
100000-1000000 |
>1000000 |
En
büyük tümör çapı (uterus dahil) |
|
3-4
cm |
>5 cm |
|
Metastaz yeri (uterus dahil) |
|
dalak, böbrek |
GIS |
beyin, karaciğer |
Metastaz sayısı |
|
1-4 |
5-8 |
>8 |
Önce
ki başarısız kemoterapi şekli |
|
|
tek
ajan |
iki
veya daha fazla |
6 ve daha az puan alan
olgular: düşük risk grubu
7 ve üzeri puan alan
olgular : yüksek risk grubu
Örnek vermek gerekirse ;
45 yaşında
hidatidiform tanısı almış bir olguda 6 hafta sonra beta-hCG 900 mIU/ml.
Metastaz
yok . Ancak kemoterapi kullanılmasına karar verilmiş ise, FIGO evresi
I:1 dir.
40 yaşında
bir hasta. 7 ay önce miadında doğum yapmış. Şu an akciğer ( metastaz
sayısı 4), beyin (metastaz sayısı 1 ve 5 cm çapında) , karaciğer
(metastaz sayısı 2) ve her iki böbrek (metastaz sayısı 1 er adet) olmak
üzere muhtelif organ metastazları mevcut. Beta-hCG değeri 42.000 mIU/ml
. FIGO evresi : IV:18 dir. |
|
Mol ve GTT’de
Tedavi ve Takip
Mol hidatidiform tanısı alan olgular ,
küretaj sonrası değer normale inene kadar haftalık serum beta-hCG
ölçümleri ile takip edilir. Küretaj yapılan ve Rh uygunsuzluğu olan
olgularda RHOGAM yapılmalıdır. Hastaya bir kontrasepsiyon yöntemi
önerilir ve serum beta-hCG değeri normale indikten sonra aylık
takipleri yapılarak , 1 yıl kadar hasta kontrol altında tutulur. Rahimin
çıkartılması çocuk doğurmayacak olan olgularda tercih edilmelidir. Bu
takip süresi içinde bir kısım hasta da serum beta-hCG değerleri tekrar
yükselip , hastalık nüks edebilir. Bu olgularda histopatolojik tanı için
küretaj ve metastaz taraması yaptıktan sonra , risk durumuna göre
kemoterapi kullanılmalıdır.
GTT de ise
olgunun almış olduğu puana göre tedavi planı belirlenir. Yukarıda
belirtilen FIGO-WHO birleştirilmiş evrelemeye göre, FIGO evre I-II-III
ve 6 ve altında puan alan düşük riskli olgulara tek ajan kemoterapi
yeterlidir. FIGO evre I-II-III ve 7 ve daha üzeri puan almış olan
yüksek riskli olgular ile FIGO evre IV olguları çok ajanlı kemoterapi
rejimleri ile tedavi edilmelidirler. Tek ajan ile tedavide en çok
Methotreksat kullanılır ( 0.4 mg/kg IM 5 gün / 2 haftada bir veya 50
mg/m2 IM / her hafta ).
Çok ajanlı
kemoterapide en çok tercih edilen rejim 3 haftada bir EMA-CO dur (1. ve
2. günler Etaposid, Methotreksat, Aktinomisin ve 8.gün Siklofosfamid ve
Vinkristin (Onkovin)) . Diğer bir rejim ise MAC tedavisidir (
Methotreksat, Actinomisin, Siklofosfamid). Çok ajanlı kemoterapi
uygulanan olgularda , beta-hCG değeri normal değere indikten sonra ,
nüksleri önlemek amacı ile 2 veya 3 kez daha perçinleme (konsalidasyon)
tedavisine devam edilmelidir. beta–hCG değeri normal sınırlara
indiğinde, 107 den daha az sayıda olmakla beraber , dolaşımda
hala maliğn trofoblastik hücre var demektir. Dolayısı ile konsalidasyon
tedavisi çok önemlidir. Tedavisi tamamlanan olgular en az 1 yıl tercihan
1,5 yıl gebeliği engellemek için herhangi bir kontrasepsiyon yöntemi
kullanılarak takip edilmelidir. Takip sırasında ilk yıl ayda bir, daha
sonra iki ayda bir serum beta-hCG değeri ölçülmelidir. |
|
GTT de
Cerrahi Tedavi
Bundan sonraki yaşantısında çocuk sahibi olmak istemeyen
olgular ile kemoterapiye dirençli olgularda , tümör hacmini azaltmak
amacı ile rahim çıkartılmalıdır (Resim 3). Rahmin çıkartılması sonrası
gereksinim olan kemoterapi kür sayısı genellikle azalır. Karaciğer,
akciğer veya beyinde metastaz bulunan kemoterapiye dirençli olgularda
tümörlü dokunun çıkartılması (metastazektomi) da bir seçenek olarak
kullanılabilir.
 |
Resim3- |
Rahim kasına yayılmış
koryokarsinom
(T.Beşe-özel arşiv) |
|
|
|

|
|
|